20 Nisan 2007 Cuma

Çocuklara sevgi iifadeleri

Günümüz yaşam tarzının gereği toplumsal değişimlere bağlı olarak evliliklerde değişimler başlamıştır. Tüm toplumsal değişimlerde,ilk etkilenen aile yapılarıdır. Aile,toplumun en küçük hücresi olması münasebetiyle, toplumu etkileyen-etkilenen temel unsurdur.Fakar değişimlere bağlı olarak, ailenin işlevleri, oluşum biçimleri,yapıları değişmektedir. Bunu biraz açalım: Ailenin duygusal tatmin özelliği: Bu özellik yerini beşeri ihtiyaçları giderme olarak doldurmaya başlamaktadır.Yani eşinden ,anne-babasından ilgi-sevgi,şefkat gibi davranışları bulamayan birey, bunu dışarıda aramaktadır.Duygusal ihtiyaç; temelde farkında olunmayan ama en üst bir tatmindir.sosyal iletşim ve tatmin :Aile üyelerinin iletişimi, paylaşımı , ortak nokta arayışları ortak faaliyet arayışları ise birer sosyal tatmin ifadeleridir.Genelde aile üyeleri arasında iletişim yok ise, duygular açık ve net olarak ifade edilmiyorsa,empati bakış yok ise,sosyal -psikolojik ağırlıklı olmak üzere çok çeşitli olumsuz sonuçlar kaçınılmaz oluyor. Eşler mutsuz,ilgisiz, boş bri hayat bakışı, kendini iyi hissetmeme,yorgun,halsiz, gergin.... Bu somatik semptomların temelinde karşılıklı ilgsizlik, duygusuzluk,paylaşımsızlık olmaktadır. Çünkü genelde tüm psikolojik sorunların somatik ve sosyal sonuçları vardır. SAdece eşler mi çocuklar ? mutusz bir aile de çocuklarda ise ;başarıszlık,istismara uğrama, amaçsızlık,evden kaçma,mutluluğu dışarıda arama, madde kullanımı,çocuk-ebeveyn kavgaları da görülebiliyor.Şimdi bu noktada 2 çözüm yolu önerebilirim. 1. var olan bir evlilikte çözüm. 2. ise bekarlar için. Eğer evliyseniz,eşinizle çocuğunuzla sorun yaşıyorsanız ; *öncelikle iletişimi güçlendirmekgerekiyor*empati kurmak gerekiyor.*konuşulmayan, yüzleşilmek istenilemeyen konuların bilinç düzeyine alınıp paylaşılması gerekiyor.*Evde çocuk var ise, anne-babalık kimliğini bırakıp eşimize sadece "eş " kimliğiyle yaklaşmamız gerekiyor.çünkü çocuk dünyaya geldikten sonra çiftlerin çoğu karı-koca vasfını yitirip anne-baba oluyor. bu durum ilişkiye ağır hasar veriyor.Günlük yaşam içinde, evliliğin monton olmaması için farklı çalışmalar yapmak. Yeni ilgli alanalrı oluşturmak,ortak faaliyetler yapmak.*Yani evliliği renklendirmek. eşinize güzel bir yemek yapmak,onu eğlenceli bir yere götrümek gibi.Evlilik başlı başına bir yaşam tarzı. Tabiki hergün güzel olmayabilir. Hergün renkli olmayabilir.ama hergün mutsuz ve keyifsiz de olmamalı. 2. çözüm ise bekarlar için : bu konuda doğru tercih yapmak çok belirleyicidir. Çünkü hayat, yaptığımız tercihlerin toplamıdır.Doğru karar,bizi, ekonomik,psikolojik, sosyolojik vb gib tüm açılardan olumlu etkilemektedir.Bekarlık döneminde, kişinin kendini tanıması çok önemlidir. Kendimizi tanıdıktan sonra bizie kimin uyup uymayacağı, hangi özelliğimizin etkin olduğu vb gibi birçok yönümüzü bulmuş olabiliriz. Bize "sen kimsin" denildiğinde cevabımız hemen oluşuyor ve kendimizi tanıyabiliyorsak işte ozaman kararlar alınmaya başlanabilir. bu klnuda doğru bir söz vardır " eşin iyi olursa mutlu,kötü olusa filozof olursun"Evlenmeden önce evlilik terapisi, evlilierin ise aile terapisi almanın çok önemli olduğu bilinmelidir.Yanlış bir tercih ve evlilik problemli bir anne-baba-çocuk ve akrabalık demektir.Genişleyerek ise sorunlu bir toplum demektir. Her evlilikte artçı depremler olabilir. Önemli olan bunları eşlerden birinin tek başına çözmeye kalkışması değil otak çözümler geliştimesidir. Doğru kararlar alınması dileğiyle.

Hiç yorum yok: